20 Ocak 2010 Çarşamba

zürich...

Zürich'e dair hatırladıklarım çok hayal meyal aslında. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur ve üşütmem yüzünden pek bir şey anlamadım. Belki de bunun etkisiyle kente ısınamadım. Bern'den sonra oldukça büyük fakat sevimsiz gözüktü. Sokaklarında takılan, yatan kalkan punklarını hatırlıyorum. "afedersiniz 1 euronuz var mı" diye soruyorlar, olmadığını söyleyince özür dileyip gidiyorlardı. "yerim lan sizin serseriliğinizi ben" diyordum içimden. :) gece tren garının yakınında bir köşeye sıvıştık, Türk taksicilerin muhabbetlerini dinleye dinleye uyuduk. Ertesi gün yapmur yağmur yağmur... Biliyorum, çok yetersiz bir izlenim yazısı oldu bu ama kendimi hiçbir şeye dikkat edemeyecek kadar hasta hissediyordum. Amsterdam'a gece treni vardı ve on iki saat sürüyordu. Yolda uyuyup kendime gelmem için rotayı kuzeye çevirdik....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder